Fatih Öztürk | |
Şiddete karşı barış kültürü (10-08-2010) | |
< Diğer Makalelere Geri Dön | |
Bir dönem okullarda meydana gelen şiddet nedeniyle öğrenciler, aileler, okul yöneticileri tedirgindi. Okullarda gerekli rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinin titizlikle yürütülmesi, okul yöneticilerinin bu konudaki hassasiyetleri, emniyet birimlerinin gerekli tedbirleri alması sonucu artık gazetelerin üçüncü sayfalarında okullarda şiddet haberlerine daha az rastlıyoruz. Bu sonucu Milli Eğitim Bakanlığı Bilişim Sistemleri (MEBBİS) veri tabanı da doğruluyor. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, geçen hafta bir soru önergesine verdiği yanıtta, bu konuda danışma hizmetlerinin titizlikle yürütüldüğünü açıkladı. Bakan Çubukçu’nun verdiği yanıttan anlıyoruz ki Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü, ‘Eğitim Ortamlarında Şiddetin Önlenmesi ve Azaltılması Stratejisi ve Eylem Planı 2006-2011’ çerçevesinde eğitim ve öğretime devam eden çocuklar arasında meydana gelen şiddet olaylarının takibini sürdürüyor. Son 4 yılın istatistiklerine göre eğitim ve öğretime devam eden çocuklar arasında meydana gelen şiddet olaylarında azalma dikkat çekiyor. MEBBİS istatistiklerine göre 2006 yılında öğrencilerin elebaşı olarak rol oynadığı olayların sayısı 2 bin 676 iken, bu sayı 2010’da 312’ye düşmüş. 2006 yılında ateşli ya da kesici silahla ölüm vaka sayısı 5. Bu yıl ise bu tür üzücü olay hiç yaşanmamış. Okullarda yaşanan şiddet olaylarının toplam sayısı 3 bin 14’den bu yıl 356’a inmiş. Göreve geldiği dönemde İstanbul Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün çocukların güvenliği için her okula bir polis verdiğini belirterek “Bu kısmi bir çözüm sağlayacaktır. Bu süreçte velileri bize partner olmaya çağıracağız. Veliyi işe dâhil etmek bu konudaki başarıyı artıracaktır” demişti. Yıldız’ın bu öngörüsü ilk yılda gerçek oldu. Şiddetle mücadelede en önemli etkenlerden birinin çocukları spora yönlendirmek olduğu da unutulmamalı. Açılan spor salonlarının bu etkiyi arttırdığını görüyoruz. Ancak Birleşmiş Milletlerin 2000-2010 dönemini ‘Dünya Çocukları İçin Barış ve Şiddetsiz Çözüm Kültürü On Yılı’ olarak ilan ettiğini unutmamak, şiddet kültürüne karşı şiddetsiz barış kültürünü yaygınlaştırmak gerekiyor. Bunun yolu da anaokulundan başlayarak tüm eğitim sistemine zorunlu ‘Barış Eğitimi’ dersinin konulmasından geçiyor. |