Fatih Öztürk | |
Sınav sistemi için öneriler (20-09-2010) | |
< Diğer Makalelere Geri Dön | |
ÖSYM, kopya iddiaları nedeniyle gündemden düşmeyen KPSS’nin Eğitim Bilimleri Testi sınavını iptal etti. Yaklaşık 280 bin aday, yeniden yapılacak sınava katılacak. Peki, bundan sonra ne olacak? Her sınav yeni kuşkular mı doğuracak? 1974 yılında ÖSYM tarafından başlatılan sınav sistemi toplum tarafından o kadar kanıksandı ve vazgeçilmez olarak algılandı ki sistemin özünü tartışmak yerine sadece şekil değişikliği yapılarak bugüne kadar gelindi. Halbuki ölçme-değerlendirme tüm dünyada eğitim sistemlerinin değişim ve gelişimine yol gösteren önemli bir sektör haline gelmiştir. Gelişen teknoloji ile birlikte ölçe ve değerlendirme de gelişmektedir. Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER), ÖSYM’nin getirmiş olduğu sınav sistemini uluslararası örnekleri ile karşılaştırarak bizlere zorunluluk olarak sunulan birçok kavramın aslında çok daha basit çözüm yolları olduğunu gösteren bir çalışma yaptı. Yıllardır sorgulamadığımız ve merkezi sınavlar hakkında yanlış bildiğimiz konulardan bazıları şöyle: Türkiye’de üniversite sınavlarına 1.5 milyon öğrencinin giriyor olması sınavların farklı teknikler kullanılarak yapılamamasına sebep olarak gösteriliyor. Oysa Amerika’da uygulanan SAT sınavlarına yılda 3 milyondan fazla öğrenci katılıyor. Türkiye’de üniversite sınavları yılda sadece 1 defa uygulanıyor. Birçok ülkede yılda birçok kere (10 sınava kadar) sınav yapılıyor. Türkiye’de sınav sorularının (test maddeleri) daha önce uygulanmamış olması bir zorunluluk. Halbuki yurt dışındaki birçok örnekte test maddeleri deneniyor, uygulama sonuçlarına göre revize edilip zorluk derecesi gibi birçok parametre belirlendikten sonra sınav paketleri oluşturuluyor. Merkezi sınavların kesin yerleştirmeye yönelik kullanılması yine başta Türkiye olmak üzere çok az ülkeye özgü bir uygulama. Birçok ülkede bu tip sınavlar öğrenci seçiminde kayıt koşulu olarak (minimum puan) dikkate alınıyor. Ancak her kurum kesin yerleştirme sırasında kendi kayıt kabul şartlarını uyguluyor. Önümüzdeki yıllarda düzenlenecek üniversite yerleştirme sınavları, eğer bir önlem alınmaz ise çıkacak problemler sonucunda yargı yoluyla iptal edilebilir. ÖSYM ve MEB, başta yüksek öğrenim kurumları olmak üzere, özel öğretim sektörü ve STK’lar ile işbirliği içerisinde çok katılımlı bir platform ortamında sistemin yeniden yapılanması ve sınavların bu platformun katılımı ile uygulanması halinde çözüme ulaşılabileceğini düşünüyorum. |